Çanakkale'de 3 çocuk annesi Yasemin Dingin, Ağır Kronik Aplastik Anemi (kemik iliğinin kan hücre üretememesi) hastası 12 yaşındaki oğlu Cahit Dingin’in ihtiyaçlarını karşılamak için evde yaptığı reçelleri pazarda satıyor. Elde ettiği gelirle, oğlunun tedavi sürecinde ortaya çıkan ihtiyaçlarını karşılıyor.
Bozcaada ilçesinde yaşayan Yasemin (33) ve Ahmet Dingin (42) çiftinin oğulları Cahit Dingin, 2012 yılı Nisan ayında 3,5 yaşındayken Aplastik Anemi hastalığına yakalandı. Teşhisin konulmasının ardından tedavi süreci başladı. Dingin çifti, 2014 yılına kadar her 15 günde bir oğulları Cahit Dingin'i İzmir'e tedaviye götürdü. Cahit Dingin'e, sağlığına kavuşması için annesi Yasemin Dingin'den ilik nakli yapıldı. Bir süre sonra Cahit Dingin'in vücudu ilik naklini kabul etmedi. Antalya'da Cahit Dingin’e 2015 yılında babası Ahmet Dingin’den alınan ilik ile ikinci nakil gerçekleştirildi. İliğin tutmasının ardından aile 3 ay Antalya’da kalarak, kontrollere devam etti. Aradan geçen 4 yıl içinde babası Ahmet Dingin'den yapılan ikinci ilik naklini Cahit Dingin'in vücudu kabul etmemeye başladı. Cahit Dingin, vücuttaki kemik iliğini red eden hücreleri yenilemesi için 15 günde bir fotoferez makinesine girmeye başladı.
Anne Yasemin Dingin, oğlunun tedavi masraflarını devletin karşıladığını, her ay ortaya çıkan 5 bin TL'ye yakın diğer giderleri karşılamak için evinde yaptığı reçelleri satmaya başladı. Anne Dingin, evinde yaptığı domates, yeşil incir, karpuz, patlıcan gibi reçelleri Salı, Cuma ve Pazar günü kentte kurulan pazarda satışa sunuyor. Tedavi sürecinde 5 yılın güzel geçtiğini belirten anne Yasemin Dingin, "Şimdi temennimiz vücut iliği sıfırlamasın, üçüncü nakil ihtiyacımız olmasın. Bunun yanında maddiyat da çok önemli. Devletin karşıladığı tedavi giderleri dışındaki ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek için reçel yapıp, satmaya karar verdim. Her şeyi devletten beklemememiz gerekiyor. Allah bize el, ayak vermiş. Allah razı olsun devletimiz hastane veriyor, doktoraları da ücretsiz veriyor, gerisini de biz halledelim. Tedavi sürecinde Bozcaada’dan taşınıp, Çanakkale’ye yerleştim. Çanakkale’de yeni olduğum için hiçbir yer bilmiyorum. Tedavi altında ve küçük çocuklarım olduğu için işe giremiyorum. Bende Bozcaada’daki kadınlardan görerek, reçel işine başladım. Tedavi sürecinde eşim de desteğini bizden esirgemiyor. Ama her şeyi de eşimin üstüne yüklersem bu iş olmaz. Üstesinden beraber gelmek için ben de işin ucundan tutmak istedim” diye konuştu.
Kaynak: DHA
Bozcaada ilçesinde yaşayan Yasemin (33) ve Ahmet Dingin (42) çiftinin oğulları Cahit Dingin, 2012 yılı Nisan ayında 3,5 yaşındayken Aplastik Anemi hastalığına yakalandı. Teşhisin konulmasının ardından tedavi süreci başladı. Dingin çifti, 2014 yılına kadar her 15 günde bir oğulları Cahit Dingin'i İzmir'e tedaviye götürdü. Cahit Dingin'e, sağlığına kavuşması için annesi Yasemin Dingin'den ilik nakli yapıldı. Bir süre sonra Cahit Dingin'in vücudu ilik naklini kabul etmedi. Antalya'da Cahit Dingin’e 2015 yılında babası Ahmet Dingin’den alınan ilik ile ikinci nakil gerçekleştirildi. İliğin tutmasının ardından aile 3 ay Antalya’da kalarak, kontrollere devam etti. Aradan geçen 4 yıl içinde babası Ahmet Dingin'den yapılan ikinci ilik naklini Cahit Dingin'in vücudu kabul etmemeye başladı. Cahit Dingin, vücuttaki kemik iliğini red eden hücreleri yenilemesi için 15 günde bir fotoferez makinesine girmeye başladı.
Anne Yasemin Dingin, oğlunun tedavi masraflarını devletin karşıladığını, her ay ortaya çıkan 5 bin TL'ye yakın diğer giderleri karşılamak için evinde yaptığı reçelleri satmaya başladı. Anne Dingin, evinde yaptığı domates, yeşil incir, karpuz, patlıcan gibi reçelleri Salı, Cuma ve Pazar günü kentte kurulan pazarda satışa sunuyor. Tedavi sürecinde 5 yılın güzel geçtiğini belirten anne Yasemin Dingin, "Şimdi temennimiz vücut iliği sıfırlamasın, üçüncü nakil ihtiyacımız olmasın. Bunun yanında maddiyat da çok önemli. Devletin karşıladığı tedavi giderleri dışındaki ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek için reçel yapıp, satmaya karar verdim. Her şeyi devletten beklemememiz gerekiyor. Allah bize el, ayak vermiş. Allah razı olsun devletimiz hastane veriyor, doktoraları da ücretsiz veriyor, gerisini de biz halledelim. Tedavi sürecinde Bozcaada’dan taşınıp, Çanakkale’ye yerleştim. Çanakkale’de yeni olduğum için hiçbir yer bilmiyorum. Tedavi altında ve küçük çocuklarım olduğu için işe giremiyorum. Bende Bozcaada’daki kadınlardan görerek, reçel işine başladım. Tedavi sürecinde eşim de desteğini bizden esirgemiyor. Ama her şeyi de eşimin üstüne yüklersem bu iş olmaz. Üstesinden beraber gelmek için ben de işin ucundan tutmak istedim” diye konuştu.