Çanakkale'nin Gelibolu ilçesinde, koronavirüs testi pozitif çıkan Atilla Çamur (55), 17 günlük tedavinin ardından sağlığına kavuşup taburcu oldu. Çamur'un oğlu Demirşah Çamur (32), hastaneden aldığı özel izinle, hastalığı boyunca babasına refakat etti.
Gelibolu ilçesinde oturan 3 çocuk babası Atilla Çamur, 16 Nisan'da baş ağrısı ve yüksek ateş şikayeti ile Gelibolu Şehit Koray Onay Devlet Hastanesi'ne başvurdu. Koronavirüs şüphesiyle Atilla Çamur, bir gün sonra Pandemi hastanesine dönüştürülen Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Tıp Fakültesi Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Burada koronavirüs testi pozitif çıkan Çamur, tedaviye alındı. Bir şirkette çalışan oğlu Demirşah Çamur, babasına bakmak için hastane yönetiminden refakatçi izni aldı. Babası ile aynı odada refakatçi olarak kalan Demirşah Çamur'a kaldığı ilk 3 gün boyunca koronavirüs testi yapıldı, ancak testleri negatif çıktı. Demirşah Çamur, 17 gün boyunca babası ile birlikte aynı odada kalmasına rağmen, aldığı tedbirler sayesinde koronavirüse yakalanmadı. Atilla Çamur'un koronavirüsü yenmesinin ardından, baba- oğul evlerinde 14 gün boyunca karantina altında kalmak üzere hastaneden taburcu oldu.
'NEFES ALMANIN NE DEMEK OLDUĞUNU ANLIYOR İNSAN'
Koronavirüsü yenerek, yaşadığı süreci anlatan Atilla Çamur, "İnsan nefes almanın ne demek olduğunu şimdi anlıyor, nefes aldığı zaman. O evre çok zordu. Havanın, oksijenin insan için ne kadar değerli olduğunu anlıyorsunuz. Yüce rabbimiz bizi öyle güzel yaratmış ki, işte birazcık dengemizi savurduğumuzda her şeye muhtaç oluyoruz. Şükrediyorum. Oğlum Demirşah'a göstermiş olduğu erdemlikten dolayı teşekkür ediyorum. Artık evimdeyim ve sosyal mesafemizi koruyoruz" dedi.
'REFAKAT SÜRESİNCE BİTKİSEL İLAÇLARLA KORUNDUM''
Oğlu Demirşah Çamur ise, geçirdikleri süreci şöyle anlattı:
"Babam hastalığı bir haftaya atlatır diye düşünüyorduk. Bir hafta sonra hastalığı ilerledi. Bu durum beni üzdü. Hemen hastaneye gittim. İçeri almak istemediler. Ben bütün kağıtlara imza attıktan sonra içeri girdim. Tabiri caizse babamı uçurumun kenarında buldum. Ben babamı uçurumun kenarından çekip aldım. Allah'ım bunu bana vesile etti. Şu anda sağlığımız çok iyi, ben kendimi izole ettim. Hastaneden dün itibariyle taburcu olduk. Bugün keyfimiz, sağlığımız, sıhhatimiz yerinde. Babamla odada beraber kaldığım süre içerisinde bitkisel ilaçlarla korudum. İşe yaradığını düşünüyorum. Herhangi bir semptom, hastalık olmadı. Babamın da en son yapılan testi negatif çıkınca taburcu olduk. Ama hastanedeki süreçte gerçekten babamın durumu çok kötüydü. Suyun altında nefes almaya çalışmak gibiydi. Allah bu hastalığı kimseye vermesin. Sevdiklerimiz için bu zaman dilimi içerisinde sevdiklerinizden uzak durum. Evinizde kalın, Allah bu illeti en yakın zamanda ülkemizden def etsin."
Kaynak: DHA
Gelibolu ilçesinde oturan 3 çocuk babası Atilla Çamur, 16 Nisan'da baş ağrısı ve yüksek ateş şikayeti ile Gelibolu Şehit Koray Onay Devlet Hastanesi'ne başvurdu. Koronavirüs şüphesiyle Atilla Çamur, bir gün sonra Pandemi hastanesine dönüştürülen Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Tıp Fakültesi Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Burada koronavirüs testi pozitif çıkan Çamur, tedaviye alındı. Bir şirkette çalışan oğlu Demirşah Çamur, babasına bakmak için hastane yönetiminden refakatçi izni aldı. Babası ile aynı odada refakatçi olarak kalan Demirşah Çamur'a kaldığı ilk 3 gün boyunca koronavirüs testi yapıldı, ancak testleri negatif çıktı. Demirşah Çamur, 17 gün boyunca babası ile birlikte aynı odada kalmasına rağmen, aldığı tedbirler sayesinde koronavirüse yakalanmadı. Atilla Çamur'un koronavirüsü yenmesinin ardından, baba- oğul evlerinde 14 gün boyunca karantina altında kalmak üzere hastaneden taburcu oldu.
'NEFES ALMANIN NE DEMEK OLDUĞUNU ANLIYOR İNSAN'
Koronavirüsü yenerek, yaşadığı süreci anlatan Atilla Çamur, "İnsan nefes almanın ne demek olduğunu şimdi anlıyor, nefes aldığı zaman. O evre çok zordu. Havanın, oksijenin insan için ne kadar değerli olduğunu anlıyorsunuz. Yüce rabbimiz bizi öyle güzel yaratmış ki, işte birazcık dengemizi savurduğumuzda her şeye muhtaç oluyoruz. Şükrediyorum. Oğlum Demirşah'a göstermiş olduğu erdemlikten dolayı teşekkür ediyorum. Artık evimdeyim ve sosyal mesafemizi koruyoruz" dedi.
'REFAKAT SÜRESİNCE BİTKİSEL İLAÇLARLA KORUNDUM''
Oğlu Demirşah Çamur ise, geçirdikleri süreci şöyle anlattı:
"Babam hastalığı bir haftaya atlatır diye düşünüyorduk. Bir hafta sonra hastalığı ilerledi. Bu durum beni üzdü. Hemen hastaneye gittim. İçeri almak istemediler. Ben bütün kağıtlara imza attıktan sonra içeri girdim. Tabiri caizse babamı uçurumun kenarında buldum. Ben babamı uçurumun kenarından çekip aldım. Allah'ım bunu bana vesile etti. Şu anda sağlığımız çok iyi, ben kendimi izole ettim. Hastaneden dün itibariyle taburcu olduk. Bugün keyfimiz, sağlığımız, sıhhatimiz yerinde. Babamla odada beraber kaldığım süre içerisinde bitkisel ilaçlarla korudum. İşe yaradığını düşünüyorum. Herhangi bir semptom, hastalık olmadı. Babamın da en son yapılan testi negatif çıkınca taburcu olduk. Ama hastanedeki süreçte gerçekten babamın durumu çok kötüydü. Suyun altında nefes almaya çalışmak gibiydi. Allah bu hastalığı kimseye vermesin. Sevdiklerimiz için bu zaman dilimi içerisinde sevdiklerinizden uzak durum. Evinizde kalın, Allah bu illeti en yakın zamanda ülkemizden def etsin."