Türkiye'nin tescillenmiş 3 arı ırkından biri olan Gökçeada arısının ıslahı için başlatılan proje kapsamında, Gökçeada'daki üreticilerden toplanan arılarla 200 koloni oluşturuldu. Uygulanan hijyen, verimlilik ve sakinlik gibi testlerden geçer not alan arıların bulunduğu kovanlardaki kraliçelerden yenileri üretilirken, düşük puan alan kraliçeler projeden çıkarılıyor. Çanakkale Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Cahit İleri, "Özellikle hastalıklara dayanıklı, verimi yüksek ana arıları ön tarafa çıkarıp, onlardan yeni nesil üretmeyi hedefliyoruz. Projeden çıkan kraliçeler bölgemizdeki arıcılarımıza damızlık olarak verilecek. Arıcılarımız, yeni nesil sakin arılarla keyifli bir arıcılık yapacaklar" dedi.
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) tarafından, Tarım ve Orman Bakanlığı destekli Hatay, Kırşehir, Düzce, Kırklareli ve Çanakkale'de Arı Islah Projesi başlatıldı. Çanakkale Arı Yetiştiriciliği Birliği, 3 yıl sürecek Gökçeada Arısı Islah Projesi kapsamında geçen yıl adadaki üreticilerden topladıkları arılarla 200 koloni oluşturdu. Gelecek yıl sona erecek proje kapsamında, üstün vasıflı kraliçe arı üretilmesi hedefleniyor. Arıların kışın bakımları aralıklarla yapılırken, bugünlerde ise, her hafta bakımları gerçekleştiriliyor. Arılara, hırçınlık ve hijyen testinin yanı sıra verimli bal ölçümü yapılıyor. Testi geçen kraliçe arılardan yenileri üretiliyor, düşük not alan kraliçeler ise projeden çıkartılıyor.
GÖKÇEADA ARI IRKINDA YENİ NESİLLER ÜRETİLECEK
Çanakkale Arı Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Cahit İleri, projenin, Türkiye’deki mevcut arı ırklarının ıslah edilip geliştirilmesi için başlatıldığını belirterek, "Gökçeada’da yaşayan bir arı ırkının olduğunu hocalarımız tespit etmişler. Gökçeada arısını da ıslah programına aldılar. Gökçeada’daki tüm arıcılardan 3’er, 5’er topladık ve burada tüm Gökçeada’yı temsilen 200 koloni oluşturduk. Bu gruba muhtelif testler uyguluyoruz. Mevcut kraliçelerin hijyen davranışları, verimliliği, sakinliği gibi birçok özelliğini tespit etmeye çalışıyoruz. Özellikle hastalıklara dayanıklı, verimli, özelliği yüksek olan ana arıları ön tarafa çıkarıp, onlardan yeni nesil üretmeyi hedefliyoruz. Bu projeden çıkan kraliçeler bölgemizdeki, Marmara ve Ege'deki arıcılarımıza damızlık olarak verilecek. Bu damızlıklarla arıcılarımız kendi verimini artıracaklar. Kovan başı bal üretimini yüksek tutacaklar. Artı rahat ve keyifli bir arıcılık yapacaklar. Hırçın arı, arıcıyı arıcılıktan uzaklaştırıyor. Sakin olması arıcılıkta aranan, istenen bir özellik. Projede özellikle hırçın olmayan arıları tercih ediyoruz" dedi.
RÜZGARA KARŞI UÇUYOR, NEME MUKAVEMETLİ, KIT KAYNAKLARLA YAŞIYOR
Gökçeada arısının özel olduğunu tespit ettikten sonra ilk olarak Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile Valilik bilgisi dahilinde adaya arı girişinin kapatıldığını belirten Cahit İleri, şöyle konuştu:
"Bu arı Gökçeada şartlarında kıt kanaat yaşayan, adanın rüzgarına dayanıklı, nemine mukavemetli bir arı. Buradaki ırkın korunması açısından dışardan arı girişine müsaade etmedik. Daha sonra bu proje gelişti. Dışarıdan gelip buradaki arıyı bozmamaya çalıştık. Gökçeada zor, rüzgarlı bir bölge. Eski ismiyle İmroz. Türkçe açılımı, rüzgarlı ada. Burada rüzgar 280 gün santral çalıştıracak şekilde esiyor. Arı zar kanatlı olması sebebiyle rüzgardan etkileniyor. Rüzgara karşı uçması zor. Mutlaka kovanının yakınında olması gerekiyor. Rüzgara karşı uçamazsa ölümle burun buruna geliyor. Ama bu arı özellikle yıllar önce rüzgara karşı uçan arı özelliğini almış. Ondan sonraki nesiller yerden bir karış yukarıda, hava ne kadar rüzgarlı olursa olsun uçabilme yeteneği kazanmış. Bu bölge arılarının en büyük özellikleri bu. Burada serbest hayvancılık var. Bir insan boyuna kadar bu koyun, keçiler yeşil aksamı silip, süpürüyor. Arıya çok fazla bir şey kalmıyor. Arı bir insan boyunun yukarısında ne bulabilirse onu getiriyor. Kıt kaynaklarla, zor şartlarda kendine yaşam şansı bulmuş bir hayvan. Ada olması sebebiyle her tarafı denizlerle çevrili ve zaman zaman yüksek rutubet oluyor. Rutubet de arıyı olumsuz etkiliyor. Ona karşı da tedbirini almış. Rutubete de dayanıklı. Zor şartlarda kendi yaşam döngüsünü oluşturmuş özel bir ırk. Bu projeyle, bu arıların güzelinin de güzelini, özelin de özelini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz."
GÖKÇEADA ARISI TESCİLLİ
Cahit İleri, Gökçeada arısının Türkiye’de tescil edilen 3 arı ırkından biri olduğunu da belirterek, "Özellikle Kafkas, Efe, Gökçeada arıları Türkiye’de tanımlanmış, ana hattı, baba hattı ve vücut ölçüleri belli, bakanlık tarafından kabul edilen özel bir arı. Tescil arıya bir özellik katıyor ama yaptığımız proje tescili de destekleyen, bu arıyı daha da ileri boyutlara götüren bir proje. İnşallah bu çalışmanın sonunda Gökçeada arısı artık Türkiye genelinde birçok arıcının damızlık ihtiyacını karşılayacak" diye konuştu.
'GÖKÇEADA'DA KAYBOLUP GİDEN BİR ARIYDI'
Gökçeada Arı Evi işletmesiyle 10 yıldır arıcılık yapan Ziraat Mühendisi Yücel Yurdaer ise, Gökçeada arısının güzel huylu ve sakin bir arı ırkı olduğunu söyledi. Gökçeada arısının özelliklerini anlatan Yurdaer, şunları söyledi:
"Çok oğula yatmayan, fakat seleksiyon çalışmasına ihtiyaç olan, burada göz ardı edilmiş, çok ekstrem zor durumlara ayak uydurmuş, rüzgarına, kıt kaynaklarına ayak uydurmuş çok güçlü bir arı. Güçlü kanatları olan, rüzgarda çok güçlü uçabilen bir arı. Fakat burada göz ardı edildi ve uzun yıllar seleksiyon çalışması yapılmadı. Selekte edildiği zaman yurdun her bölgesinde çok rahatlıkla çalışabilecek ve arıcılarımızın çok işine yarayacak bir ırk. Yüksek verimli. Gökçeada’da kaybolup giden bir arıydı. Arıcılar birliğimizin ve devletimizin de katkılarıyla böyle bir çalışma başlatıldı. Ana arı üretimi başlayacak gelecek sene. Bu arıyı tüm yurttaki arıcılarımıza da gezginci arıcılarımıza da taktim edeceğiz. Bizim denemelerimize göre yurdun her yerinde iş yapabilecek arı statüsünde. Çok kuvvetli bir Kuzey Ege arısı diyebiliriz. Kuzey Ege’den de farklı seleksiyonla daha sakin, daha rahat çalışılan, hırçın olmayan çok güzel bir arı elde edilmeye çalışılıyor. İstenen özelliklerinden biri de hırçın olmaması. Yeni başlayan arıcılarımızın da çok rahatlıkla kullanabileceği bir arı olacak. Büyük miktarda ana arı üretimi planlanıyor. Her arının bal alamadığı çiçekten bal alma özelliğine sahip. En zor koşullarda gidip en küçücük çiçeklerden faydalanma özelliği var Gökçeada arısının" dedi.
Kaynak: DHA
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) tarafından, Tarım ve Orman Bakanlığı destekli Hatay, Kırşehir, Düzce, Kırklareli ve Çanakkale'de Arı Islah Projesi başlatıldı. Çanakkale Arı Yetiştiriciliği Birliği, 3 yıl sürecek Gökçeada Arısı Islah Projesi kapsamında geçen yıl adadaki üreticilerden topladıkları arılarla 200 koloni oluşturdu. Gelecek yıl sona erecek proje kapsamında, üstün vasıflı kraliçe arı üretilmesi hedefleniyor. Arıların kışın bakımları aralıklarla yapılırken, bugünlerde ise, her hafta bakımları gerçekleştiriliyor. Arılara, hırçınlık ve hijyen testinin yanı sıra verimli bal ölçümü yapılıyor. Testi geçen kraliçe arılardan yenileri üretiliyor, düşük not alan kraliçeler ise projeden çıkartılıyor.
GÖKÇEADA ARI IRKINDA YENİ NESİLLER ÜRETİLECEK
Çanakkale Arı Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Cahit İleri, projenin, Türkiye’deki mevcut arı ırklarının ıslah edilip geliştirilmesi için başlatıldığını belirterek, "Gökçeada’da yaşayan bir arı ırkının olduğunu hocalarımız tespit etmişler. Gökçeada arısını da ıslah programına aldılar. Gökçeada’daki tüm arıcılardan 3’er, 5’er topladık ve burada tüm Gökçeada’yı temsilen 200 koloni oluşturduk. Bu gruba muhtelif testler uyguluyoruz. Mevcut kraliçelerin hijyen davranışları, verimliliği, sakinliği gibi birçok özelliğini tespit etmeye çalışıyoruz. Özellikle hastalıklara dayanıklı, verimli, özelliği yüksek olan ana arıları ön tarafa çıkarıp, onlardan yeni nesil üretmeyi hedefliyoruz. Bu projeden çıkan kraliçeler bölgemizdeki, Marmara ve Ege'deki arıcılarımıza damızlık olarak verilecek. Bu damızlıklarla arıcılarımız kendi verimini artıracaklar. Kovan başı bal üretimini yüksek tutacaklar. Artı rahat ve keyifli bir arıcılık yapacaklar. Hırçın arı, arıcıyı arıcılıktan uzaklaştırıyor. Sakin olması arıcılıkta aranan, istenen bir özellik. Projede özellikle hırçın olmayan arıları tercih ediyoruz" dedi.
RÜZGARA KARŞI UÇUYOR, NEME MUKAVEMETLİ, KIT KAYNAKLARLA YAŞIYOR
Gökçeada arısının özel olduğunu tespit ettikten sonra ilk olarak Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile Valilik bilgisi dahilinde adaya arı girişinin kapatıldığını belirten Cahit İleri, şöyle konuştu:
"Bu arı Gökçeada şartlarında kıt kanaat yaşayan, adanın rüzgarına dayanıklı, nemine mukavemetli bir arı. Buradaki ırkın korunması açısından dışardan arı girişine müsaade etmedik. Daha sonra bu proje gelişti. Dışarıdan gelip buradaki arıyı bozmamaya çalıştık. Gökçeada zor, rüzgarlı bir bölge. Eski ismiyle İmroz. Türkçe açılımı, rüzgarlı ada. Burada rüzgar 280 gün santral çalıştıracak şekilde esiyor. Arı zar kanatlı olması sebebiyle rüzgardan etkileniyor. Rüzgara karşı uçması zor. Mutlaka kovanının yakınında olması gerekiyor. Rüzgara karşı uçamazsa ölümle burun buruna geliyor. Ama bu arı özellikle yıllar önce rüzgara karşı uçan arı özelliğini almış. Ondan sonraki nesiller yerden bir karış yukarıda, hava ne kadar rüzgarlı olursa olsun uçabilme yeteneği kazanmış. Bu bölge arılarının en büyük özellikleri bu. Burada serbest hayvancılık var. Bir insan boyuna kadar bu koyun, keçiler yeşil aksamı silip, süpürüyor. Arıya çok fazla bir şey kalmıyor. Arı bir insan boyunun yukarısında ne bulabilirse onu getiriyor. Kıt kaynaklarla, zor şartlarda kendine yaşam şansı bulmuş bir hayvan. Ada olması sebebiyle her tarafı denizlerle çevrili ve zaman zaman yüksek rutubet oluyor. Rutubet de arıyı olumsuz etkiliyor. Ona karşı da tedbirini almış. Rutubete de dayanıklı. Zor şartlarda kendi yaşam döngüsünü oluşturmuş özel bir ırk. Bu projeyle, bu arıların güzelinin de güzelini, özelin de özelini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz."
GÖKÇEADA ARISI TESCİLLİ
Cahit İleri, Gökçeada arısının Türkiye’de tescil edilen 3 arı ırkından biri olduğunu da belirterek, "Özellikle Kafkas, Efe, Gökçeada arıları Türkiye’de tanımlanmış, ana hattı, baba hattı ve vücut ölçüleri belli, bakanlık tarafından kabul edilen özel bir arı. Tescil arıya bir özellik katıyor ama yaptığımız proje tescili de destekleyen, bu arıyı daha da ileri boyutlara götüren bir proje. İnşallah bu çalışmanın sonunda Gökçeada arısı artık Türkiye genelinde birçok arıcının damızlık ihtiyacını karşılayacak" diye konuştu.
'GÖKÇEADA'DA KAYBOLUP GİDEN BİR ARIYDI'
Gökçeada Arı Evi işletmesiyle 10 yıldır arıcılık yapan Ziraat Mühendisi Yücel Yurdaer ise, Gökçeada arısının güzel huylu ve sakin bir arı ırkı olduğunu söyledi. Gökçeada arısının özelliklerini anlatan Yurdaer, şunları söyledi:
"Çok oğula yatmayan, fakat seleksiyon çalışmasına ihtiyaç olan, burada göz ardı edilmiş, çok ekstrem zor durumlara ayak uydurmuş, rüzgarına, kıt kaynaklarına ayak uydurmuş çok güçlü bir arı. Güçlü kanatları olan, rüzgarda çok güçlü uçabilen bir arı. Fakat burada göz ardı edildi ve uzun yıllar seleksiyon çalışması yapılmadı. Selekte edildiği zaman yurdun her bölgesinde çok rahatlıkla çalışabilecek ve arıcılarımızın çok işine yarayacak bir ırk. Yüksek verimli. Gökçeada’da kaybolup giden bir arıydı. Arıcılar birliğimizin ve devletimizin de katkılarıyla böyle bir çalışma başlatıldı. Ana arı üretimi başlayacak gelecek sene. Bu arıyı tüm yurttaki arıcılarımıza da gezginci arıcılarımıza da taktim edeceğiz. Bizim denemelerimize göre yurdun her yerinde iş yapabilecek arı statüsünde. Çok kuvvetli bir Kuzey Ege arısı diyebiliriz. Kuzey Ege’den de farklı seleksiyonla daha sakin, daha rahat çalışılan, hırçın olmayan çok güzel bir arı elde edilmeye çalışılıyor. İstenen özelliklerinden biri de hırçın olmaması. Yeni başlayan arıcılarımızın da çok rahatlıkla kullanabileceği bir arı olacak. Büyük miktarda ana arı üretimi planlanıyor. Her arının bal alamadığı çiçekten bal alma özelliğine sahip. En zor koşullarda gidip en küçücük çiçeklerden faydalanma özelliği var Gökçeada arısının" dedi.