Suriye'de İdlib harekat bölgesinde görev sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu şehit olan Tuğgeneral Sezgin Erdoğan'ın annesi Esma Erdoğan, oğlunun küçük yaşta asker olmaya karar verdiğini belirterek, “Vakti zamanı geldiğinde şehit olmak istiyordu” dedi
Görev yaptığı İdlib'de geçirdiği kalp krizi sonucu şehit olan Tuğgeneral Sezgin Erdoğan için Çanakkale'de düzenlenecek tören öncesi Esenler Mahallesi'nde oturan annesi Esma Erdoğan'ın evinin önünde hazırlıklar yapıldı. Eve iki büyük Türk bayrağı asıldı, taziye çadırı kuruldu.
Oğlunu anlatan Esma Erdoğan, "Anasına babasına çok saygılı bir çocuktu. Benden izinsiz hiçbir yere gitmezdi. Ben oğlumdan çok memnunum. Hiçbir kötü söz duymadım. Benim çocuklarımın hepsi öyle ama. O benim tek oğlumdu. Bana karşı büyük sevgisi vardı. Dört de kızım vardı. Birisini kaybettik kızımın. Evlatlarımın hepsi benim için aynı" dedi.
Tuğgeneral Sezgin Erdoğan'ın asker olmaya çok küçük yaşta karar verdiğini anlatan Esma Erdoğan, "Küçükken asker olmaya karar verdi. Kendisi de ben de babası da çok istedi. Zaten istemeseydi bu görevi yapamazdı oğlum. Bu görev, çok ağır bir görev. Komandoydu kendisi. Komando birliğine ayrılacağı zaman babası ona ‘Oğlum komando birliğine ayrılma' dedi. Sağdı babası o zaman. 'Babacım ben onu istiyorum' dedi o da. Ben de ‘Karışma hangisini istiyorsa çocuk ona gitsin’ dedim. Öyle deyince, beyim bana ‘Öyle deme bir gün olur çok üzülürsün. Başka bir bölüm seçsin, illa komando olması şart değil' dedi. Ben de ‘İstediğini yapsın insanlar, ne istiyorsa, onu yaparsa mutlu oluyor’ dedim. O komando olmayı seçti, ama çok ağır bir görevdi. 12 senesi o tarafta geçti. 30 Ağustos'ta İstanbul'a tayini çıktı Oradan Hatay'a gönderildi. Rütbesini orada aldı" diye konuştu.
En son geçen sene Kurban Bayramı’nda Çanakkale'ye geldiğinde oğlu Sezgin Erdoğan'ı gördüğünü anlatan Esma Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ben o zamandan beri görmedim. Yavruma hasret gittim. O yakıyor içimi. Bir kerecik görseydim de şöyle doya doya sarılsaydık birbirimize, ondan sonra vefat etseydi belki bu kadar yanmazdım. Ama çok yanıyor içim. En son görüştüğümüzde esniyordu, oğlum uykusuz musunuz diye sorduğumda, 'çok yorgunum' dedi. Ama işte vakti zamanı geldiği zamanlar şehit olmak istiyordu."
Almanya'da yaşayan ve cenaze için Çanakkale'ye gelen ablası Sebiha Eren (56) ise, gözyaşı dökerek, "Kardeşim çok iyi bir insandı. Altın gibi bir kalbi vardı, temizdi, cömertti. En son 3 hafta önce telefonla görüştük ama 3 yıldır yüz yüze görüşmüyorduk" dedi.
Kaynak: DHA
Görev yaptığı İdlib'de geçirdiği kalp krizi sonucu şehit olan Tuğgeneral Sezgin Erdoğan için Çanakkale'de düzenlenecek tören öncesi Esenler Mahallesi'nde oturan annesi Esma Erdoğan'ın evinin önünde hazırlıklar yapıldı. Eve iki büyük Türk bayrağı asıldı, taziye çadırı kuruldu.
Oğlunu anlatan Esma Erdoğan, "Anasına babasına çok saygılı bir çocuktu. Benden izinsiz hiçbir yere gitmezdi. Ben oğlumdan çok memnunum. Hiçbir kötü söz duymadım. Benim çocuklarımın hepsi öyle ama. O benim tek oğlumdu. Bana karşı büyük sevgisi vardı. Dört de kızım vardı. Birisini kaybettik kızımın. Evlatlarımın hepsi benim için aynı" dedi.
Tuğgeneral Sezgin Erdoğan'ın asker olmaya çok küçük yaşta karar verdiğini anlatan Esma Erdoğan, "Küçükken asker olmaya karar verdi. Kendisi de ben de babası da çok istedi. Zaten istemeseydi bu görevi yapamazdı oğlum. Bu görev, çok ağır bir görev. Komandoydu kendisi. Komando birliğine ayrılacağı zaman babası ona ‘Oğlum komando birliğine ayrılma' dedi. Sağdı babası o zaman. 'Babacım ben onu istiyorum' dedi o da. Ben de ‘Karışma hangisini istiyorsa çocuk ona gitsin’ dedim. Öyle deyince, beyim bana ‘Öyle deme bir gün olur çok üzülürsün. Başka bir bölüm seçsin, illa komando olması şart değil' dedi. Ben de ‘İstediğini yapsın insanlar, ne istiyorsa, onu yaparsa mutlu oluyor’ dedim. O komando olmayı seçti, ama çok ağır bir görevdi. 12 senesi o tarafta geçti. 30 Ağustos'ta İstanbul'a tayini çıktı Oradan Hatay'a gönderildi. Rütbesini orada aldı" diye konuştu.
En son geçen sene Kurban Bayramı’nda Çanakkale'ye geldiğinde oğlu Sezgin Erdoğan'ı gördüğünü anlatan Esma Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ben o zamandan beri görmedim. Yavruma hasret gittim. O yakıyor içimi. Bir kerecik görseydim de şöyle doya doya sarılsaydık birbirimize, ondan sonra vefat etseydi belki bu kadar yanmazdım. Ama çok yanıyor içim. En son görüştüğümüzde esniyordu, oğlum uykusuz musunuz diye sorduğumda, 'çok yorgunum' dedi. Ama işte vakti zamanı geldiği zamanlar şehit olmak istiyordu."
Almanya'da yaşayan ve cenaze için Çanakkale'ye gelen ablası Sebiha Eren (56) ise, gözyaşı dökerek, "Kardeşim çok iyi bir insandı. Altın gibi bir kalbi vardı, temizdi, cömertti. En son 3 hafta önce telefonla görüştük ama 3 yıldır yüz yüze görüşmüyorduk" dedi.