Gelibolu ilçesinde yaklaşık 700 yıllık geçmişe sahip çoban tatlısı olarak da bilinen 'peynir helvası', Türk mutfağının, vazgeçilmez lezzeti olmaya devam ediyor. 71 yıldır peynir helvası üreten ailenin 5'inci kuşak temsilcisi Süleyman Burak Batır (32), Gelibolu peynir helvasının, 1844 yılında Muhammed Kamil tarafından 'Kitabüt Tabbahin' adlı ilk yazılı yemek yazmasında, Osmanlı saray mutfağında yer aldığını, bu lezzetin günümüze kadar ulaştığını söyledi.
Gelibolu ilçesinde kendine has lezzetiyle yaklaşık 700 yıldır üretilmeye devam eden peynir helvası, Türk mutfağının sofralarını süslüyor. İlk üretiminin 1300'lü yıllarda yapıldığı düşünülen eşsiz lezzet, tuzsuz beyaz peynir, un ve şeker kullanılarak ortaya çıktı. 1844 yılında Muhammed Kamil tarafından 'Kitabüt Tabbahin' adlı ilk yazılı yemek yazmasıyla Osmanlı saray mutfağında yerini alan Gelibolu Peynir Helvası, aynı zamanda çoban tatlısı olarak da biliniyor.
‘700 YIL ÖNCESİNE DAYANAN BİR ÇOBAN HELVASI’
İlçede, 71 yıldır peynir helvası üretimi yapan ailenin 5'inci kuşak temsilcisi Süleyman Burak Batır, Gelibolu peynir helvasının, asırlar öncesine dayanan tarihi bir Türk tatlısı olduğunu söyledi. “Peynir helvası, aslında Türklerin Rumeli’ye geçerken yanlarında getirdikleri, yani kökeni 700 yıl öncesine kadar dayanan bir çoban helvasıdır" diyen Batır, şunları söyledi:
"Eski dönemlerde teknolojik cihazlar olmadığı için sütün en iyi saklanma yöntemi peynir olarak görülüyor. Çobanların, özellikle sürü sahiplerinin, peynir yaptıktan sonra da çeşitli türevlerde küpe basma, tatlandırma gibi faaliyetleri mevcut. Bu faaliyetlerin en güzel örneği de peynir helvasıdır. Bizim peynir helvamız yörede yapılanlardan biraz farklıdır. Biz sadece tuzsuz beyaz peynir, az miktarda un ve şeker kullanıyoruz. Bazı yerlerde irmik, tereyağı kullanıyorlar. Ama biz yağlı peynirden yaptığımız için herhangi bir yağ eklemiyoruz. İrmik, yumurta kullanmıyoruz. Katkı maddesi kullanmadığımız için raf ömrü de çok uzun oluyor."
OSMANLI’NIN İLK YAZILI YEMEK YAZMASI KİTABINDA DA TARİFİ YER ALIYOR
Gelibolu’nun meşhur peynir helvasını ilk duyan ve görenlerin, "Peynirden tatlı mı oluyor?" sorularıyla karşılaştıklarını da kaydeden Süleyman Burak Batır, "Bu aslında çok güzel bir süt ürünü tatlısıdır. O yüzden de biraz ekşimtırak. Peynirin o kendine ait mayhoş tadı var. Ama oldukça şekerli bir yapısı da var. Toz şeker kullanmamızın sebebi aslında o kütle haline gelen beyaz peynirin, şekerin kristalize yapısıyla parçalanmasıdır. Tatlıyı ağzına attığınız zaman bazen çıtır çıtır bir lezzet bırakıyor. Osmanlı saray mutfağında tutulan kayıtlar var. Muhammed Kamil isimli bir doktor, sarayda pişirilen yemeklerin insanları rahatsız etmemesi için reçetelendirmiş. Yani Osmanlının ilk yazılı yemek yazması dediğimiz yemek kitabını oluşturmuş. Bu yemek kitabında da bizim peynir helvasının tarifi var. Tarifinde, ‘Az miktarda tuzsuz beyaz peynir tencereye konur, eritilir, içine biraz un ilave edilir. Toparlandıktan sonra varsa şeker, yoksa bal ile tatlandırılıp, yenir' deniyor. 1844 yılında yazılmış bu Kitabüt Tabbahin dediğimiz ilk yazılı yemek yazmasında bile bizim bu peynir helvasının ne şekilde yapıldığı açıkça yazıyor" dedi.
‘BU TATLI GELİBOLU’YLA ÖZDEŞLEŞTİ’
700 yıllık lezzetteki sırrı tamamen doğal olmasına bağlayan Batır, “Artık bu tatlı Gelibolu’yla özleşti. Gelibolu denince ilk akla peynir helvası geliyor. O yüzden Gelibolu’ya gelip de peynir helvası yemeden gitmek olmaz. Bir de bu yöremizde deniz ürünleri çok meşhur. Balık yendikten sonra üzerine helva yenir. Bu sebeple balık ile diğer yemek çeşitleri yanında helvamız çok tercih ediliyor. Herkesi Gelibolu’ya bu lezzetimizi tatmaya bekliyoruz” diye konuştu.
Kaynak: DHA
Gelibolu ilçesinde kendine has lezzetiyle yaklaşık 700 yıldır üretilmeye devam eden peynir helvası, Türk mutfağının sofralarını süslüyor. İlk üretiminin 1300'lü yıllarda yapıldığı düşünülen eşsiz lezzet, tuzsuz beyaz peynir, un ve şeker kullanılarak ortaya çıktı. 1844 yılında Muhammed Kamil tarafından 'Kitabüt Tabbahin' adlı ilk yazılı yemek yazmasıyla Osmanlı saray mutfağında yerini alan Gelibolu Peynir Helvası, aynı zamanda çoban tatlısı olarak da biliniyor.
‘700 YIL ÖNCESİNE DAYANAN BİR ÇOBAN HELVASI’
İlçede, 71 yıldır peynir helvası üretimi yapan ailenin 5'inci kuşak temsilcisi Süleyman Burak Batır, Gelibolu peynir helvasının, asırlar öncesine dayanan tarihi bir Türk tatlısı olduğunu söyledi. “Peynir helvası, aslında Türklerin Rumeli’ye geçerken yanlarında getirdikleri, yani kökeni 700 yıl öncesine kadar dayanan bir çoban helvasıdır" diyen Batır, şunları söyledi:
"Eski dönemlerde teknolojik cihazlar olmadığı için sütün en iyi saklanma yöntemi peynir olarak görülüyor. Çobanların, özellikle sürü sahiplerinin, peynir yaptıktan sonra da çeşitli türevlerde küpe basma, tatlandırma gibi faaliyetleri mevcut. Bu faaliyetlerin en güzel örneği de peynir helvasıdır. Bizim peynir helvamız yörede yapılanlardan biraz farklıdır. Biz sadece tuzsuz beyaz peynir, az miktarda un ve şeker kullanıyoruz. Bazı yerlerde irmik, tereyağı kullanıyorlar. Ama biz yağlı peynirden yaptığımız için herhangi bir yağ eklemiyoruz. İrmik, yumurta kullanmıyoruz. Katkı maddesi kullanmadığımız için raf ömrü de çok uzun oluyor."
OSMANLI’NIN İLK YAZILI YEMEK YAZMASI KİTABINDA DA TARİFİ YER ALIYOR
Gelibolu’nun meşhur peynir helvasını ilk duyan ve görenlerin, "Peynirden tatlı mı oluyor?" sorularıyla karşılaştıklarını da kaydeden Süleyman Burak Batır, "Bu aslında çok güzel bir süt ürünü tatlısıdır. O yüzden de biraz ekşimtırak. Peynirin o kendine ait mayhoş tadı var. Ama oldukça şekerli bir yapısı da var. Toz şeker kullanmamızın sebebi aslında o kütle haline gelen beyaz peynirin, şekerin kristalize yapısıyla parçalanmasıdır. Tatlıyı ağzına attığınız zaman bazen çıtır çıtır bir lezzet bırakıyor. Osmanlı saray mutfağında tutulan kayıtlar var. Muhammed Kamil isimli bir doktor, sarayda pişirilen yemeklerin insanları rahatsız etmemesi için reçetelendirmiş. Yani Osmanlının ilk yazılı yemek yazması dediğimiz yemek kitabını oluşturmuş. Bu yemek kitabında da bizim peynir helvasının tarifi var. Tarifinde, ‘Az miktarda tuzsuz beyaz peynir tencereye konur, eritilir, içine biraz un ilave edilir. Toparlandıktan sonra varsa şeker, yoksa bal ile tatlandırılıp, yenir' deniyor. 1844 yılında yazılmış bu Kitabüt Tabbahin dediğimiz ilk yazılı yemek yazmasında bile bizim bu peynir helvasının ne şekilde yapıldığı açıkça yazıyor" dedi.
‘BU TATLI GELİBOLU’YLA ÖZDEŞLEŞTİ’
700 yıllık lezzetteki sırrı tamamen doğal olmasına bağlayan Batır, “Artık bu tatlı Gelibolu’yla özleşti. Gelibolu denince ilk akla peynir helvası geliyor. O yüzden Gelibolu’ya gelip de peynir helvası yemeden gitmek olmaz. Bir de bu yöremizde deniz ürünleri çok meşhur. Balık yendikten sonra üzerine helva yenir. Bu sebeple balık ile diğer yemek çeşitleri yanında helvamız çok tercih ediliyor. Herkesi Gelibolu’ya bu lezzetimizi tatmaya bekliyoruz” diye konuştu.