Çanakkale’deki 5 bin yıllık Troya Ören Yeri’nin güvenliği, artık atlı jandarma timine emanet. Troya Müzesi Müdürü Rıdvan Gölcük, “Troya Savaşı sırasında at bizim için bir güvenlik problemi yarattı. Tahta at bu kentin yıkımına giden yolu açtı. Fakat bugün itibarıyla at, Troya için güvenlik, kuvvet ve estetik demek” dedi.
UNESCO'nun 1998 yılında 'Dünya Kültür Mirası Listesi'ne aldığı 5 bin yıllık medeniyete ev sahipliği yapan, 10 yıl süren savaşlar, yangınlar ve depremlerle defalarca kez yıkılıp yeniden kurulan Troya, Çanakkale'nin turizmdeki lokomotifi olmaya devam ediyor. Troya Ören Yeri, pandemi öncesine kadar her yıl ağırladığı yüz binlerce ziyaretçiyle hem Çanakkale hem de Türkiye için çok önemli bir destinasyon merkezi olurken, dünyanın farklı ülkelerinden pek çok turistin ilgisini çekiyor.
Troya Ören Yeri'nde emniyet ve asayiş hizmetleri için Troya Müze Müdürlüğü'nün talebiyle İl Jandarma Komutanlığı bünyesinde Troya Atlı Jandarma Tim Komutanlığı kuruldu. Troya Atlı Jandarma Tim Komutanı Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Bahattin Hava'nın sevk ve idaresindeki atlı jandarma timi, Troya Müzesi ile Ören Yeri'nde her gün devriye faaliyeti icra ediyor.
Devriye Komutanı Jandarma Üstçavuş Seda Ünal'ın bindiği 10 yaşındaki Hollanda ırkı 'Erbay', Uzman Jandarma Çavuş İsmail Avcu'nun bindiği 8 yaşındaki Sel France ırkı 'Candaş' ve 16 yaşındaki Alman ırkı 'Ülkem' isimli atlar, Troya Müzesi ile Ören Yeri'nde asayişi ve emniyeti sağlıyor. Atlı jandarmalar, Ören Yeri'ni gezmeye gelen ziyaretçilerin de ilgisini çekiyor. Ziyaretçiler, kalıntılar arasında atlı jandarmalarla fotoğraf çekiliyor.
'BUGÜN AT, TROYA İÇİN GÜVENLİK, KUVVET VE ESTETİK DEMEK'
Troya Müzesi Müdürü Rıdvan Gölcük, pandemiden öncesi 2019 yılında Troya Ören Yeri ve Müzesi’nin yıllık 800 bin ziyaretçiye ev sahipliği yaptığını söyledi. Ziyaretçilerin güvenliğinin sağlanması meselesi olduğunu belirten Müze Müdürü Rıdvan Gölcük, “Bu konuda bir gayretimiz vardı. İçişleri Bakanlığımız, Valiliğimiz ve Jandarma Komutanlığımız ile iş birliği yaptık. Troya Ören Yeri’nde belki de Türkiye’de ilk atlı jandarma merkezimiz kuruldu. Atlı jandarmamızın alana kattığı bir güvenlik duygusu var. Aynı zamanda da turizm alanında estetik bir görüntü çiziyor. Her şeyden önemlisi atlı jandarmanın bu alanın hikayesiyle çok ortak özellikleri var. Troya Savaşı’ndan çok önce Priamos’un babası Laomedon burada Troya kralı olarak çok iyi atlar yetiriyordu. Bu yetiştirdiği atların ünü Yunanistan’a kadar gitmişti. Troya Savaşı’ndan önce 6 Yunan gemisiyle buradan o atları almak için bir savaş yapıldığını biliyoruz. Troyalılar iyi at yetiştiricileri ve iyi at sürücüleri olarak biliniyorlar. Dolayısıyla bugün atlı jandarmamız hem Troya hikayesine hem de Türk kültüründeki o hikayeye çok kuvvetli bir gönderme içeriyor. Troya Savaşı sırasında at bizim için bir güvenlik problemi yarattı. Troya atı kentin yıkımına giden yolu açtı. Fakat bugün itibari ile at Troya için güvenlik, kuvvet, estetik demek. Dolayısıyla da jandarma Komutanlığımıza çok müteşekkiriz. Bize ve bu alana çok büyük bir kıymet kattılar” dedi.
'TROYA ATI, DÜNYANIN EN BÜYÜK SAVAŞ HİLESİDİR'
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Troya Kazıları Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan ise, "Homeros Destanı'nın en önemli mitolojik olaylarından bir tanesi Troya Kenti’nin yıkımına neden Troya Atı'dır. Troya Atı, dünyanın en büyük savaş hilesidir. Günümüzde özellikle Troya Ören Yeri’nin atlı güvenlikçiler tarafından korunması hem güvenlik açısından hem buraya gelen ziyaretçilere Troya Atı mitolojisiyle günümüz arasında bir bağ kurması açısından bence çok faydalı ve önemlidir” diye konuştu.
'ÇOK GÜZEL BİR UYGULAMA'
Troya Ören Yeri’ni gezerken gördüğü atlı timi çok beğendiğini belirten Pınar Erdoğan ise, “Buranın sincapları da çok meşhur. Bugün de sincap beslemeye geldik. Bu da yeni bir uygulama çok hoşumuza gitti. Ben öncelikle bayan jandarmamızı çok beğendim. Kadınların böyle olaylara teşvik olmasını istiyorum. Bence çok güzel bir uygulama. Atlarda muhteşem zaten” ifade etti.
Kaynak: DHA
UNESCO'nun 1998 yılında 'Dünya Kültür Mirası Listesi'ne aldığı 5 bin yıllık medeniyete ev sahipliği yapan, 10 yıl süren savaşlar, yangınlar ve depremlerle defalarca kez yıkılıp yeniden kurulan Troya, Çanakkale'nin turizmdeki lokomotifi olmaya devam ediyor. Troya Ören Yeri, pandemi öncesine kadar her yıl ağırladığı yüz binlerce ziyaretçiyle hem Çanakkale hem de Türkiye için çok önemli bir destinasyon merkezi olurken, dünyanın farklı ülkelerinden pek çok turistin ilgisini çekiyor.
Troya Ören Yeri'nde emniyet ve asayiş hizmetleri için Troya Müze Müdürlüğü'nün talebiyle İl Jandarma Komutanlığı bünyesinde Troya Atlı Jandarma Tim Komutanlığı kuruldu. Troya Atlı Jandarma Tim Komutanı Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Bahattin Hava'nın sevk ve idaresindeki atlı jandarma timi, Troya Müzesi ile Ören Yeri'nde her gün devriye faaliyeti icra ediyor.
Devriye Komutanı Jandarma Üstçavuş Seda Ünal'ın bindiği 10 yaşındaki Hollanda ırkı 'Erbay', Uzman Jandarma Çavuş İsmail Avcu'nun bindiği 8 yaşındaki Sel France ırkı 'Candaş' ve 16 yaşındaki Alman ırkı 'Ülkem' isimli atlar, Troya Müzesi ile Ören Yeri'nde asayişi ve emniyeti sağlıyor. Atlı jandarmalar, Ören Yeri'ni gezmeye gelen ziyaretçilerin de ilgisini çekiyor. Ziyaretçiler, kalıntılar arasında atlı jandarmalarla fotoğraf çekiliyor.
'BUGÜN AT, TROYA İÇİN GÜVENLİK, KUVVET VE ESTETİK DEMEK'
Troya Müzesi Müdürü Rıdvan Gölcük, pandemiden öncesi 2019 yılında Troya Ören Yeri ve Müzesi’nin yıllık 800 bin ziyaretçiye ev sahipliği yaptığını söyledi. Ziyaretçilerin güvenliğinin sağlanması meselesi olduğunu belirten Müze Müdürü Rıdvan Gölcük, “Bu konuda bir gayretimiz vardı. İçişleri Bakanlığımız, Valiliğimiz ve Jandarma Komutanlığımız ile iş birliği yaptık. Troya Ören Yeri’nde belki de Türkiye’de ilk atlı jandarma merkezimiz kuruldu. Atlı jandarmamızın alana kattığı bir güvenlik duygusu var. Aynı zamanda da turizm alanında estetik bir görüntü çiziyor. Her şeyden önemlisi atlı jandarmanın bu alanın hikayesiyle çok ortak özellikleri var. Troya Savaşı’ndan çok önce Priamos’un babası Laomedon burada Troya kralı olarak çok iyi atlar yetiriyordu. Bu yetiştirdiği atların ünü Yunanistan’a kadar gitmişti. Troya Savaşı’ndan önce 6 Yunan gemisiyle buradan o atları almak için bir savaş yapıldığını biliyoruz. Troyalılar iyi at yetiştiricileri ve iyi at sürücüleri olarak biliniyorlar. Dolayısıyla bugün atlı jandarmamız hem Troya hikayesine hem de Türk kültüründeki o hikayeye çok kuvvetli bir gönderme içeriyor. Troya Savaşı sırasında at bizim için bir güvenlik problemi yarattı. Troya atı kentin yıkımına giden yolu açtı. Fakat bugün itibari ile at Troya için güvenlik, kuvvet, estetik demek. Dolayısıyla da jandarma Komutanlığımıza çok müteşekkiriz. Bize ve bu alana çok büyük bir kıymet kattılar” dedi.
'TROYA ATI, DÜNYANIN EN BÜYÜK SAVAŞ HİLESİDİR'
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Troya Kazıları Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan ise, "Homeros Destanı'nın en önemli mitolojik olaylarından bir tanesi Troya Kenti’nin yıkımına neden Troya Atı'dır. Troya Atı, dünyanın en büyük savaş hilesidir. Günümüzde özellikle Troya Ören Yeri’nin atlı güvenlikçiler tarafından korunması hem güvenlik açısından hem buraya gelen ziyaretçilere Troya Atı mitolojisiyle günümüz arasında bir bağ kurması açısından bence çok faydalı ve önemlidir” diye konuştu.
'ÇOK GÜZEL BİR UYGULAMA'
Troya Ören Yeri’ni gezerken gördüğü atlı timi çok beğendiğini belirten Pınar Erdoğan ise, “Buranın sincapları da çok meşhur. Bugün de sincap beslemeye geldik. Bu da yeni bir uygulama çok hoşumuza gitti. Ben öncelikle bayan jandarmamızı çok beğendim. Kadınların böyle olaylara teşvik olmasını istiyorum. Bence çok güzel bir uygulama. Atlarda muhteşem zaten” ifade etti.