Gökçeada Belediyesi'ne yönelik 'yolsuzluk' ve 'rüşvet' soruşturmasında ifade veren inşaat firması sahibi S.A., belediye başkanlığı görevinden uzaklaştırılan tutuklu Ünal Çetin (38) ile imar müdürü Seval Duran'ın, ruhsat bekleyen 2 projeleri için kendilerinden 2 adet 2+1 daire istediklerini iddia etti. S.A., "Bu süreçte ruhsat alamayıp, aylardır beklemede olan birçok müteahhidin ruhsatını aldığını öğrenince biz de ortağımla çaresiz kalarak 2+1 daire vermeyi kabul ettik. Başkan Çetin, daireyi Hasan Erdem'e vermemizi söyledi. Biz de daireyi Erdem ile şirket arasında bedel yazılı olmayan sözleşme yaparak verdik" dedi.
Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ekipleri, 31 Ocak'ta Gökçeada Belediyesi'ne 'yolsuzluk' ve 'rüşvet' operasyonu düzenledi. Operasyonda Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin, imar müdürü Seval Duran, kamu çalışanı E.B. ile müteahhitler R.G. ve B.B., gözaltına alındı. Şüphelilerin ifadeleri doğrultusunda eski Gökçeada İYİ Parti İlçe Başkanı Hasan Erdem de gözaltına alındı. Ünal Çetin, Seval Duran ve Hasan Erdem tutuklandı, diğer 3 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
'100 BİN TL BORÇ İSTEDİ'
Bilgisine başvurulan inşaat firması sahibi S.A.'nın polisteki ifadesi ortaya çıktı. İfadesinde, Gökçeada Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ünal Çetin'in, kendisini ve ortağını birkaç defa makamına çağırdığını kaydeden S.A., şunları söyledi:
"Biz daha gidemeden 23 Nisan 2020 tarihinde H.N. ve H.Ü. isimli belediye fen işleri personelleri, projesini yürüttüğümüz konut projesinin şantiye alanını mühürlediklerini bildirmişlerdir. Bu işlemi görünce hemen bu iki görevlinin yanına ortağım M.M. ile gittik ve neler olduğunu sorduk. H.Ü. isimli görevli bize hitaben 'Bana bir şey sormayın, başkana sorun. Başkan, 'Elinizde ne iş varsa bırakın, gidip, o inşaatı mühürleyin' dedi. Biz de bunun üzerine inşaatı mühürledik' dedi. Bunun üzerine ortağımla Gökçeada Belediyesi'ne başkanın yanına görüşmeye gittik. Gittiğimizde, belediye binasından çıkış yapmak üzereydi. Bize 'Siz bakın işinize, uğrayacağım size' dedi ve ayrıldı. 3-4 gün sonra Belediye Başkanı Ünal Çetin, tek başına iş yerimize geldi. Gelir gelmez direkt olarak patron koltuğuna oturup, 'Siz, benim kardeşimsiniz. Sizin inşaatınızı gerçekten mühürletmedim. Mühürlemek için encümen kararı lazım. Size hiç böyle bir şey yapar mıyım?' dedi. Hemen sonrasında çok sıkışık olduğunu, kızının düğününü yapacağını, kredi borçlarının olduğunu ve ödeyemediğini söyleyerek 100 bin TL borç para istedi. Ben ve ortağım da 1 hafta müsaade istedik. Kendisi bunun üzerine bize 'O mührü de sökün atın, bir hükmü yok' dedi. 1 hafta sonra da o dönem belediye başkanının makam şoförü olan A.B., ortağım M.M.'yi arayarak 'Başkana bir emanet verecekmişsiniz, ofisteyseniz geleceğim' dedi. M.M. de parayı vermeye karar verdiğimiz için gelmesini söyledi. M.M., A.B. geldikten sonra poşet içerisine sardığı 100 bin TL parayı elden kendisine verdi. O da 'Bu ne' diye sormadı. Bu para da Ünal Çetin tarafından geri ödenmedi" dedi.
'2+1 2 DAİRE İSTEDİ' İDDİASI
İnşaat firması olarak o dönemde 2 farklı proje için resmi ruhsat başvuruları olduğuna dikkat çeken S.A., "Bu yönetmelikle ilgili olarak Gökçeada Belediyesi fen işleri müdürü olan Seval Duran ve Belediye Başkanı Ünal Çetin, ayrı ayrı zamanlarda beni ve ortağımı arayarak, belediyeye görüşme için çağırdı. Bu döneme kadar olan yaklaşık 6 aylık bir süreçte de Gökçeada Belediyesi birçok projeye ruhsat vermedi ve bekletti. Ben ve ortağım, bu aramalardan sonra bir gelişme olduğu düşüncesiyle belediyeye Seval Duran'ın makamına görüşmek için gittik. Seval Duran, bize 'Kottan açığa çıkan bodrum katları iskan edilebilir' şeklindeki yönetmeliği aylık meclis kararları görüşmesinde kaldırıp, 'İskan edilemez' olarak değiştireceğiz. Ancak sizin bekleyen 2 proje için ruhsat başvurunuz var. Bu değişiklikten zarar görmek istemiyorsanız; ortağım ve bana her iki projemizden 1'er adet olmak üzere toplam 2 adet 2+1 daireyi vermeniz gerekiyor' dedi. Bunun üzerine 'Bu 2 daireyi belediyeye mi yoksa şahsınıza mı istiyorsunuz' diye sordum. Duran, 'Biz de o kadar emek veriyoruz, zahmet çekiyoruz, mahkemeler ile uğraşıyoruz. Bu yüzden bu daireleri başkan ve bana vereceksiniz' diye karşılık verdi. Ortağımla bu isteğe karşı çıktık hatta ben çok daha sert çıkarak, 'Vermiyoruz, projeleri de iptal edecekseniz edin. Sen bunu nasıl istiyorsun, başkanın haberi var mı?' dedim. Bu sözlerim üzerine Duran, 'İstiyorsanız gidin sorun, onun talimatı, haberi var' dedi. Bu şekilde bir cevap alınca görüşmeyi sonlandırıp, Seval Duran'ın makamından ayrıldık" dedi.
BAŞKA FİRMALARDAN DA DAİRE İSTEMİŞLER
Belediyeden çıktıktan sonra ortağıyla oturdukları pastanede başka inşaat firmasının sahibi olan S.T. ile karşılaştıklarını belirten S.A., "S.T. yanımıza gülerek gelip, oturdu. S.T.'ye, 'Senden ne istediler' dedik. O da bize aynı soruyu yöneltti. Biz de durumu anlattık. O da bize aynı şekilde kendisinin Gökçeada'daki 2 projesinin ruhsat başvurusu için 2 daire istendiğini söyledi. Bunun üzerine 'Mahkemeye verelim, neyse cezaları çeksinler, bir daire bu kadar kolay mı kazanılıyor' dedim. Sonrasında bir karar varamadan ayrıldık. Hakkımızı aramak için ortağımla bu mahkemeye verme işini diğer rüşvet istenen firmalara da ulaşıp, görüştük ancak kimse bir araya gelmedi" dedi.
'SİLAHI ÇIKARIP MASANIN ÜZERİNE KOYDU'
Bu olaylardan 1 hafta sonra Ünal Çetin ile M.M. ve S.T.'nin de olduğu ortamda ofiste bir araya geldiklerini iddia eden S.A., şunları kaydetti:
"Başkan Çetin, ofise girer girmez S.T.'ye küfretti. Belindeki parlak metal renkli silahı çıkararak, masanın üzerine koydu ve patron koltuğuna oturdu. Bu esnada Ünal Çetin ile S.T. arasında tartışma başladı. Başkan önceki projelerden kendisine az para verdiğini, S.T. ise çok rüşvet verdiğini iddia etti. S.T. ile aralarında uzun zamandır rüşvet çarkı olduğunu da ilk defa burada öğrenmiş olduk. Bu buluşmadan kısa bir süre sonra eski İYİ Parti Gökçeada İlçe Başkanı Hasan Erdem, ofisimize gelip, gitmeye başladı. Her geldiğinde bize 'Beni Ünal başkan gönderiyor. Şu ruhsat meselenizi çözelim. Sizi Ünal başkan ile ben yan yana getirmeyeyim. Siz birbirinize girersiniz aranızı bulayım. 2 adet 2+1 daire yerine siz kendi istediğiniz yerden 1 adet 2+1 daireyi başkana verin' dedi. Bu süreçte ruhsat alamayıp aylardır beklemede olan birçok müteahhidin ruhsatını aldığını öğrenince biz de ortağımla çaresiz kalarak 1 adet 2+1 daire vermeyi kabul ettik. Sonrasında 'Kottan açığa çıkan bodrum katları iskan edilebilir' şeklindeki yönetmelik değişmeden 2 projemizin de ruhsatı onaylandı. Başkan Ünal Çetin, daireyi Hasan Erdem'e vermemizi söyledi. Biz de daireyi Erdem ile şirket arasında bedel yazılı olmayan bir sözleşme yaparak verdik. Ancak iskan aşamasında yine önümüze bu tarzda zorluk çıkarılabilir, düşüncesiyle tapuyu hemen vermedik. Proje bitip, iskanları aldıktan sonra Erdem, bu dairenin tapusunu üzerine vermemizi istedi. Biz de projenin iskanını daha almadığımızı söyledik. Erdem bize garanti verdi. Sonrasında biz de daha fazla zora girmemek adına, bu tarihten yaklaşık 7 ay kadar önce tam tarihini hatırlamadığım bir günde Gökçeada Tapu Müdürlüğü'nden dairenin tapusunu Hasan Erdem adına Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin'e vermek zorunda kaldık. Burayla ilgili de başvurumuzu yaptık ve resmi olarak iskanımızı aldık. Kimse ile ortak çıkar amacı hareket ederek, rüşvet vermek istemedim. Bu doğrultuda da rüşvet vermemek için şahsım ve ortağı olduğum firmam adına mücadele ettim."
Kaynak: DHA
Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ekipleri, 31 Ocak'ta Gökçeada Belediyesi'ne 'yolsuzluk' ve 'rüşvet' operasyonu düzenledi. Operasyonda Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin, imar müdürü Seval Duran, kamu çalışanı E.B. ile müteahhitler R.G. ve B.B., gözaltına alındı. Şüphelilerin ifadeleri doğrultusunda eski Gökçeada İYİ Parti İlçe Başkanı Hasan Erdem de gözaltına alındı. Ünal Çetin, Seval Duran ve Hasan Erdem tutuklandı, diğer 3 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
'100 BİN TL BORÇ İSTEDİ'
Bilgisine başvurulan inşaat firması sahibi S.A.'nın polisteki ifadesi ortaya çıktı. İfadesinde, Gökçeada Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ünal Çetin'in, kendisini ve ortağını birkaç defa makamına çağırdığını kaydeden S.A., şunları söyledi:
"Biz daha gidemeden 23 Nisan 2020 tarihinde H.N. ve H.Ü. isimli belediye fen işleri personelleri, projesini yürüttüğümüz konut projesinin şantiye alanını mühürlediklerini bildirmişlerdir. Bu işlemi görünce hemen bu iki görevlinin yanına ortağım M.M. ile gittik ve neler olduğunu sorduk. H.Ü. isimli görevli bize hitaben 'Bana bir şey sormayın, başkana sorun. Başkan, 'Elinizde ne iş varsa bırakın, gidip, o inşaatı mühürleyin' dedi. Biz de bunun üzerine inşaatı mühürledik' dedi. Bunun üzerine ortağımla Gökçeada Belediyesi'ne başkanın yanına görüşmeye gittik. Gittiğimizde, belediye binasından çıkış yapmak üzereydi. Bize 'Siz bakın işinize, uğrayacağım size' dedi ve ayrıldı. 3-4 gün sonra Belediye Başkanı Ünal Çetin, tek başına iş yerimize geldi. Gelir gelmez direkt olarak patron koltuğuna oturup, 'Siz, benim kardeşimsiniz. Sizin inşaatınızı gerçekten mühürletmedim. Mühürlemek için encümen kararı lazım. Size hiç böyle bir şey yapar mıyım?' dedi. Hemen sonrasında çok sıkışık olduğunu, kızının düğününü yapacağını, kredi borçlarının olduğunu ve ödeyemediğini söyleyerek 100 bin TL borç para istedi. Ben ve ortağım da 1 hafta müsaade istedik. Kendisi bunun üzerine bize 'O mührü de sökün atın, bir hükmü yok' dedi. 1 hafta sonra da o dönem belediye başkanının makam şoförü olan A.B., ortağım M.M.'yi arayarak 'Başkana bir emanet verecekmişsiniz, ofisteyseniz geleceğim' dedi. M.M. de parayı vermeye karar verdiğimiz için gelmesini söyledi. M.M., A.B. geldikten sonra poşet içerisine sardığı 100 bin TL parayı elden kendisine verdi. O da 'Bu ne' diye sormadı. Bu para da Ünal Çetin tarafından geri ödenmedi" dedi.
'2+1 2 DAİRE İSTEDİ' İDDİASI
İnşaat firması olarak o dönemde 2 farklı proje için resmi ruhsat başvuruları olduğuna dikkat çeken S.A., "Bu yönetmelikle ilgili olarak Gökçeada Belediyesi fen işleri müdürü olan Seval Duran ve Belediye Başkanı Ünal Çetin, ayrı ayrı zamanlarda beni ve ortağımı arayarak, belediyeye görüşme için çağırdı. Bu döneme kadar olan yaklaşık 6 aylık bir süreçte de Gökçeada Belediyesi birçok projeye ruhsat vermedi ve bekletti. Ben ve ortağım, bu aramalardan sonra bir gelişme olduğu düşüncesiyle belediyeye Seval Duran'ın makamına görüşmek için gittik. Seval Duran, bize 'Kottan açığa çıkan bodrum katları iskan edilebilir' şeklindeki yönetmeliği aylık meclis kararları görüşmesinde kaldırıp, 'İskan edilemez' olarak değiştireceğiz. Ancak sizin bekleyen 2 proje için ruhsat başvurunuz var. Bu değişiklikten zarar görmek istemiyorsanız; ortağım ve bana her iki projemizden 1'er adet olmak üzere toplam 2 adet 2+1 daireyi vermeniz gerekiyor' dedi. Bunun üzerine 'Bu 2 daireyi belediyeye mi yoksa şahsınıza mı istiyorsunuz' diye sordum. Duran, 'Biz de o kadar emek veriyoruz, zahmet çekiyoruz, mahkemeler ile uğraşıyoruz. Bu yüzden bu daireleri başkan ve bana vereceksiniz' diye karşılık verdi. Ortağımla bu isteğe karşı çıktık hatta ben çok daha sert çıkarak, 'Vermiyoruz, projeleri de iptal edecekseniz edin. Sen bunu nasıl istiyorsun, başkanın haberi var mı?' dedim. Bu sözlerim üzerine Duran, 'İstiyorsanız gidin sorun, onun talimatı, haberi var' dedi. Bu şekilde bir cevap alınca görüşmeyi sonlandırıp, Seval Duran'ın makamından ayrıldık" dedi.
BAŞKA FİRMALARDAN DA DAİRE İSTEMİŞLER
Belediyeden çıktıktan sonra ortağıyla oturdukları pastanede başka inşaat firmasının sahibi olan S.T. ile karşılaştıklarını belirten S.A., "S.T. yanımıza gülerek gelip, oturdu. S.T.'ye, 'Senden ne istediler' dedik. O da bize aynı soruyu yöneltti. Biz de durumu anlattık. O da bize aynı şekilde kendisinin Gökçeada'daki 2 projesinin ruhsat başvurusu için 2 daire istendiğini söyledi. Bunun üzerine 'Mahkemeye verelim, neyse cezaları çeksinler, bir daire bu kadar kolay mı kazanılıyor' dedim. Sonrasında bir karar varamadan ayrıldık. Hakkımızı aramak için ortağımla bu mahkemeye verme işini diğer rüşvet istenen firmalara da ulaşıp, görüştük ancak kimse bir araya gelmedi" dedi.
'SİLAHI ÇIKARIP MASANIN ÜZERİNE KOYDU'
Bu olaylardan 1 hafta sonra Ünal Çetin ile M.M. ve S.T.'nin de olduğu ortamda ofiste bir araya geldiklerini iddia eden S.A., şunları kaydetti:
"Başkan Çetin, ofise girer girmez S.T.'ye küfretti. Belindeki parlak metal renkli silahı çıkararak, masanın üzerine koydu ve patron koltuğuna oturdu. Bu esnada Ünal Çetin ile S.T. arasında tartışma başladı. Başkan önceki projelerden kendisine az para verdiğini, S.T. ise çok rüşvet verdiğini iddia etti. S.T. ile aralarında uzun zamandır rüşvet çarkı olduğunu da ilk defa burada öğrenmiş olduk. Bu buluşmadan kısa bir süre sonra eski İYİ Parti Gökçeada İlçe Başkanı Hasan Erdem, ofisimize gelip, gitmeye başladı. Her geldiğinde bize 'Beni Ünal başkan gönderiyor. Şu ruhsat meselenizi çözelim. Sizi Ünal başkan ile ben yan yana getirmeyeyim. Siz birbirinize girersiniz aranızı bulayım. 2 adet 2+1 daire yerine siz kendi istediğiniz yerden 1 adet 2+1 daireyi başkana verin' dedi. Bu süreçte ruhsat alamayıp aylardır beklemede olan birçok müteahhidin ruhsatını aldığını öğrenince biz de ortağımla çaresiz kalarak 1 adet 2+1 daire vermeyi kabul ettik. Sonrasında 'Kottan açığa çıkan bodrum katları iskan edilebilir' şeklindeki yönetmelik değişmeden 2 projemizin de ruhsatı onaylandı. Başkan Ünal Çetin, daireyi Hasan Erdem'e vermemizi söyledi. Biz de daireyi Erdem ile şirket arasında bedel yazılı olmayan bir sözleşme yaparak verdik. Ancak iskan aşamasında yine önümüze bu tarzda zorluk çıkarılabilir, düşüncesiyle tapuyu hemen vermedik. Proje bitip, iskanları aldıktan sonra Erdem, bu dairenin tapusunu üzerine vermemizi istedi. Biz de projenin iskanını daha almadığımızı söyledik. Erdem bize garanti verdi. Sonrasında biz de daha fazla zora girmemek adına, bu tarihten yaklaşık 7 ay kadar önce tam tarihini hatırlamadığım bir günde Gökçeada Tapu Müdürlüğü'nden dairenin tapusunu Hasan Erdem adına Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin'e vermek zorunda kaldık. Burayla ilgili de başvurumuzu yaptık ve resmi olarak iskanımızı aldık. Kimse ile ortak çıkar amacı hareket ederek, rüşvet vermek istemedim. Bu doğrultuda da rüşvet vermemek için şahsım ve ortağı olduğum firmam adına mücadele ettim."